Bize mail atabilirsiniz: bilgi@hikmetvakfi.com
Bizi arayabilirsiniz: 0 212 531 02 14 / 17
BAĞIŞ YAP
_dsc0004-kopya

İSLAM COĞRAFYALARINDA FARKLI LİBERALİZM DENEMELERİ-SAMET ÜNAL

Bu hafta perşembe seminerimizde Samet Ünal ”İSLAM COĞRAFYALARINDA FARKLI LİBERALİZM DENEMELERİ” konulu sunumunda:

”İslam medeniyetinin siyasi, sosyal ve iktisadi hayatta insanlık tarihine kazandırdığı pek çok yenilik ve gelişme hem evrensel hem de kurumsal boyutlarıyla tüm zamanları kuşatan nitelikte olmuştur. Müslümanlar her daim medeniyet sahnesinde bu kutlu din ve terbiyenin getirmiş olduğu yenilik ve devrimleri iftihar ile pratik etmenin ve bu değerleri kendileri dışında diğer topluluklara da taşımanın derdi içinde olmuşlardır.

İlginçtir ki Batı Uygarlığının bilim, felsefe, sanat, tıp, kültür, askeriye ve daha bir çok alanda İslam medeniyetinden ilham ve model alarak ilerleme kat ettiğini iddia eden müslüman entelijansiya söz konusu iktisat geleneği, serbest piyasa tecrübesi, liberal ekonomi modeline geldiğinde bu iftihar ve iddiadan uzak durmayı tercih etmiştir. Halbuki kutlu peygamber Hz. Muhammed’e s.a.v kadar hiç bir yönetici, kral, din adamı veya peygamber İslam iktisat geleneğindeki gibi insanların ticaret yapma biçimlerine ve hukukuna müdahale etmemiş, bu denli kurumsal ve cihanşümül reformlar gerçekleştirmemiştir.

Serbest piyasa geleneğinin tüm kurumsal, ilkesel ve yapısal karakteristiği İslam coğrafyalarında ve müslüman yöneticiler eliyle İslam devlet geleneğinde ortaya çıkmıştır. Bir iş adamı tarafından insanlığa tebliğ edilen tek din olan İslam, sosyal ve siyasal bağlamda insanlığa vaad ettiği esenlik, güvenlik ve evrensel barışı elbette ki ekonomide de vaad edecektir. Yağma, talan, savaş, fetih ve kolonileştirme gibi ilkel ve vahşi yöntemler ile halklarının kaynak ve arzını karşılamaya çalışan Romalılar, Sasaniler, Tatarlar ve diğer barbarik Batı kavimlerinin aksine Peygamber’in s.a.v açık pazarı ve ülkesi (Harameyn) dünya devletlerine ve toplumlarına refahın, esenliğin, bolluğun, özgürlüğün ve mülkün tek hakimi olan Allah’ın tevhid dinine davetin beldesi olmuştu.

Açık ve küresel bir pazar olarak, kutlu ve esenlik yurdu olan İslam beldelerine dünya tüccarlarının daha güvenli ve rahat gelebilmeleri için dünyanın çeşitli bölgelerinde kurdukları funduklar ( kervansaray ), acenteler, finans, çek ve havale uygulamaları aracılığıyla uluslararası toplum ve tüccarlar ile etkileşimini artıran İslam imparatorluğu ve müslüman iş adamları Ceneviz ve Venedikli tüccarlar üzerinden Avrupa’ nın kurumsal ticaret ve serbest piyasa uygulaması ile tanışmalarına vesile olmuştur. Bununla da kalmayıp serbest piyasa sisteminin halka ümmetin çıkarlarına uygun düşmeyecek olası handikaplarına karşı gelir dağılımı, eğitim ve sosyal düzendeki adil paylaşımı gözeten kontrol mekanizmaları görevindeki vakıf ve medrese kurumları ile Avrupa tecrübesinde karşılık bularak Oxford ve Cambridge gibi kolej-üniversitelerin de temellerini oluşturmuştur .

Liberalizm, serbest piyasa tecrübesinin Anglo-Sakson uygulama tahakkümündeki emperyalist ve sömürgeci mirası İslam iktisat geleneğindeki serbest piyasa, sivil toplum ve refah düzeni uygulamalarını gölgelemeye bir vesile olmamalıdır. Bunun aksine bu güçlü miras ve medeniyeti sürdürmek, devrimci-sol-sosyal demokrat İslam ekonomi sentezleriyle daha fazla vakit kaybetmeden ve Anglo-Sakson tecrübenin sebep olduğu insanlık krizine karş kendi mirasını reddetme kompleksine kapılmadan dünya toplumlarına bu kadim ve Nebevi modeli davet etmek 21. yy müslümanlarının en önemli misyonu olmalıdır. ” dedi.

Samet Ünal hocamıza ve programa katılan tüm misafirlerimize teşriflerinden dolayı teşekkür ederiz.